20 Haziran 2010 Pazar

Sadece Goller Yeter Mi?














İtiraf edeyim beklentimin altında bir maç oldu. Bunda özellikle Fildişi'nin maçın başında oyuna ürkek girmesi etkili oldu. Sanki rakibin ismini çok fazla büyütmüşler gibi geldi ki, ilk düzgün şutları yaklaşık 37-38. dakikada geldi. Golleri yedikçe de iyice oyundan düştüler , bu da maçı farka götürdü. Drogba'nın şık golü maça azıcık heyecan kattı o kadar.

Brezilya'yı belki de tarihindeki en iyi savunma ile izliyoruz. Hem teknik, hem de hızlı ve güçlü oyuncular iyi bir kaleci ile çok sağlam duruyorlar. Bu sezonu formsuz geçiren forvetler ise bu maçta bu kadar rahat gol bulabiliyorsa bu daha çok karşı takımın çok kötü bir gününde olması ile ilgili, Fildişi bugün düş kırıklığı yaratacak kadar etkisizdi. Kaka çok dağınık bir gününde olmasına rağmen gollerde büyük rol oynadı, Fabiano ise goller dışında (ki birini eliyle düzeltip, attı) etkisizdi. Fildişi Sahilleri'nde Gervinho veya Keita daha erken oyuna girmez miydi? İnsan sormadan edemiyor.

Gelelim Elano'ya. Çok büyük şanssızlık sonucu sakatlandı. Dünya Kupası kendisinin nasıl bir oyuncu olduğunu anlamamız açısından dersler veriyor. Elano bir takım oyuncusu, hem de en kalitelilerinden ama örnekle bir Lincoln değil. Tıkır tıkır işleyen bir sistemde performans verir, ama kritik anlarda kendisinde takım kurtarmasını beklemek hayalcilik. Attığı golde doğru yere koş yaptı ve gereken vuruşu gösterdi. Elano'da bunu seviyorum, golü atarken illa ki abanmak ya da şaşalı bir vuruş yapmak gerekmiyor. Elano gollerinde genelde topu doğru yere yuvarlıyor, topla hırslı ya da hınç dolu bir ilişkisi yok. Çok sert bir darbe ile sakatlanması büyük şanssızlık, ve bu pozisyona sarı kart bile çıkmadı. Soyunma odasına iki kişinin yardımıyla gitmesi sakatlığı hakkında iyi işaretler vermiyor :( (Bu arada ben her zaman Lincoln tarzı oyuncuları tercih ederim o da ayrı mesele)

Dunga standart bir kadro kurmuş ve onu bozmak istemiyor, yani her şartta inandığı ekibi oynatan teknik direktör tipi. Bunun artıları ve eksileri de var haliyle. Sonuçlar iyi gittikçe kimse "Bu sezon Fabiano, Kaka ve Robinho ne oynadı ki sürekli ilk on birde oynatıyorsun?" diye sormaz. Ama bir yandan insan hayal etmeden de duramıyor, bu savunmanın önünde iyi bir Ronaldinho, Ronaldo ve Rivaldo olsaydı bu takım nasıl bir şey olurdu diye.

Bu kupadaki hakem performansları da sınıfta kalacak cinsten. İlk yarı Fildişi'nin çok net bir korneri görülmüyor, Fabiano elle düzeltip gol atıyor, Elano'ya gelen darbe iki kırmızı kartlık devam. Kaka'nın kırmızı kartı komedi. Brezilya ne olursa olsun üstündü ama insanın keyfini kaçıracak hatalar olması güzel oyunun tadını kaçırıyor.

Fildişi Sahilleri'nin kötü oyununun yanı sıra Elano'ya yapılan darbenin benzeri müdahaleler yakışmadı. Keita iyice gardı düşmüş bir takımın oyuncusu olarak sahaya girdi ve o dakikadan sonra mucizeler yaratması beklenemezdi. Tertemiz ve şık bir gol atan Drogba da Süperman değil neticede, bu kadar aksayan bir takıma ancak bu kadar katkı verebilirdi.

Keita yurdumuzda da yaptığı hareketlerden benzeri Kaka'ya yaptı ve rakibi adeta oyundan attırdı. Göğse gelen darbeden sonra yüzü tutmak, yarım metre öteye düşen pet şişe yüzünden yerde yuvarlanmakla aynı neredeyse. Müthiş yeteneğinin yanında bu hareketler olmuyor, şık durmuyor.

Ne umduk, ne bulduk. Tatmin etmeyen oyun, inanılmaz hakem hataları, Elano'nun sakatlığı, çirkin davranış ve sertlik. Goller derseniz, gollere hiç lafım yok, hepsi de güzeldi :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder